Ali Elmacı: Güçlüye Tap Güçsüzü Ez!

Ali Elmacı: Güçlüye Tap Güçsüzü Ez!

Ali Elmacı’nın uzaktan bakıldığında rengarenk bir atmosferde görünen resimleri yaklaştıkça farklı boyut ve katmanlarda ciddi bir ironiyi barındırıyor. Durum tespitleriyle oluşturduğu serileri için her ne kadar bir önermesi olmadığını iddia etse de şimdiye kadar ele aldığı maddi ve manevi mirasın el değiştirmeden aktarımı, militarist bir toplumun nasıl yetişeceği, iktidarın eğitim politikaları gibi konularıyla ciddi bir eleştiriyi odağında tutuyor.

Yazı: Hazal Gençay Sungur


Ali Elmacı, Onu öldür Beni Güldür III, 2014, Tuval üzerine yağlıboya, 220x175cm

1977 Sinop doğumlu olan Elmacı, 2010 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Resim Bölümü’nden mezun oldu. Eğitimine devam ederken üç yıl boyunca Ahmet Oran’ın asistanlığını yaptı ve bu süreçte kazandığı deneyimleri de inkar etmiyor. Mezun olduktan hemen sonra x-ist’le çalışmaya başlayan sanatçı 2011 yılında ''Miras Babadan Oğula Geçer'' isimli ilk sergisini yaptı. Bundan bir buçuk yıl kadar sonra ''Ateşinle Koru Beni'' ve onun peşinden 2013 yılında Contemporary Istanbul’da ''Beni Aradığın Yerde Değil Unuttuğun Yerde Bulursun'' isimli proje mekanında duvar kağıdı, desen ve heykellerini sergiledi. En son 2014 yılındaysa ''Onu Öldür Beni Güldür'' isimli üçüncü kişisel sergisini yaptıktan sonra x-ist’le bir ay önceye kadar devam eden profesyonel  işbirliği şu anda gönül birliği olarak devam etmekte.


Ali Elmacı, En Güvenli Yer Benim Evim, 2014, Tuval üzerine yağlıboya, 50x60cm

Ali Elmacı’nın bu kısa ama doygun geçmişine bakarken kendine ait masalsı bir evrenin  yaratıcısı olduğunu söyleyebilirim. Bu atmosferle görüneni değil biraz daha arka planda ve gizli olanları veriyor. Medyanın gerçekleri gizleyip sakladığı dolaylı dili Elmacı’nın da resim dilinin temeline oturarak ironik bir yapının ortaya çıkmasını sağlamış. Elmacı’nın kullandığı renkleri, bütün o çiçekleri ve resimlerinin olmazsa olmazı haline gelen elemanları aslında iktidarın ve otoritenin bize bir durumu sunuş biçimiyle özdeşleştirebiliriz. Türkiye’nin güncel politikasından çok etkilenen Elmacı işlerinde bir motivasyonun başlangıcı olarak olumsuz olanın üzerinden hareket edip onun altını çiziyor. Kompozisyonlarını genel geçer estetik anlayışa uymayan ve tekinsiz olan oluşturuyor, hatta onları daha da groteskleştiriyor. Kullandığı canlı renkler, atmosfer ve  figürlerin daima gülen ifadesi tezat ve hicivli bir durumu da oluşturuyor.


Ali Elmacı, Silahlar çekildiginde Gölgeler uzar II, 2014, Tuval üzerine yağlıboya, 175x230cm

İzleyiciyle iletişime geçmesinin yanı sıra izlenmenin verdiği o rahatsız edici durumu hissettirmek ve vurgulamak için figürlerinde kendi gözleri ve portresini kullanıyor sanatçı. Bazen mavi bazen kahverengi gözlerle herşey yolundaymışçasına izleyicisinin gözlerinin içine bakıyor. Kalıplaşmış bir gülümsemeyle yer alan figürler gelecekle ilgili taşınan kaygıların açık birer göstergesi. Resimlerinde ve resimlerin isimlerinde herhangi yönlendirici bir önerme getirmeyen sanatçı yaşadığımız güncel olay ve geleneklerimizi öylesine harmanlıyor ki ortaya kocaman bir gerçeklik çıkıyor.

Konu ve çizgi olarak Elmacı’nın resimleri için güncel, modern bir figüratif resimdir diyebiliriz ancak kullandığı motifleri bir o kadar kitsch. Kitsch olanın toplum olarak DNA’larımıza işlediğini söyleyen Elmacı’nın bu motiflerini yine iktidarın diliyle özdeşleştirebiliriz. Her ne kadar 'kitsch' günümüzde tartışmalı bir alan olsa da Elmacı bunu geleneklerimizi ve hergün maruz kaldığımız dili vurgulamak için resminde dominant bir eleman olarak kullanıyor. Bunun yanında 1990’lı yılların estetiği ve punk kültürü de sanatçının işlerini şekillendiriyor. Aynı zamanda Şeker Ahmet Paşa döneminde de görülen minyatür ve batılı anlamda yağlı boya geleneğinin o karma izleri de mevcut, o dönemdeki naiflik bir şekilde Elmacı’nın işlerinde ironik bir dille çıkıyor karşımıza. Güçlüye tapılıp güçsüzün ezildiği geleneğimizde yaşadığımız dönemin problematiklerini bir araya getirerek kendine ait bir dünyayı masalsı bir dille sunuyor.

Şu anda netleşmeyen ancak üzerinde çalışmaya başladığı gelecek projesinde moda, tüketim kültürü ve yeniden şekillenmeyi ele alıyor. Gerçeklik ile ideal arasındaki zıtlıkla gündemin biraz paralelinde giden bir seri hazırlıyor. Sabırsızlıkla görmeyi bekliyoruz!

 

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi, Resim Bölümü’nden mezun olan sanatçı 2011 yılında "Miras Babadan Oğula Geçer" ve 2012'de "Ateşinle Koru Beni" başlıklı kişisel sergileriyle x-ist'te sanatseverlerle buluştu. Elmacı, 2007 yılından bu yana birçok karma sergide yer aldı. Katıldığı sergi ve fuarlar arasında "İşgale Karşı Sanat" (Karşı Sanat Çalışmaları, 2007), "My Name is Casper" (Eski Sümerbank Binası, 2009), Contemporary İstanbul'10, 11, 12 & 13, "Genç Ustalar, Usta Gençler" (MKM, 2010), Art Beat 2011 (İstanbul), Art Dubai 2012, Art14London ve SCOPE Basel 2012 bulunmaktadır.

 

Etiketler: Magnet, Ali Elmacı, x-ist, Artfulliving
Aralık 01, 2020
Listeye dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR