Pop-Up Söyleşi dizileri ''Türkiye'de Sanat'' başlığıyla devam ediyor. Herhangi bir siyasi görüşü ve kimliği yermek ya da yükseltmek değil özgür bir şekilde sanatı konuşmak amacıyla bu coğrafyada üretilen sanatı, sanatçının bu konudaki fikirlerini ve gelecek nesile önerilerini paylaşmak üzere bu röportaj serisi üzerine çalıştım ve farklı kuşak ve disiplinden gelen çok değerli 15 sanatçı ile görüştüm.
Röportaj: Hazal Gençay Sungur
POP UP INTERVIEW WITH MUSTAFA ATA
Türkiye’de Sanat
Mustafa Ata
Sanatçı
Türkiye coğrafyasında üretilen sanatın temelleri nedir, bu temeller sanatınıza nasıl yansıyor ve Türkiye sanatının özgün olması ve geleceğe taşınması için sanatçıların hangi biçim ve değerler üzerine çalışması gerekir?
Batı bize sanat budur dedi. Doğru mu?
Sanatı formülleştirdi, cümlelerini kurdu ve dünyaya büyük bir geleneğin ürünleri olarak sundu.
Hokusai, Sharaku ve Utamaro Uzak Doğu’nun büyük ustaları.
Raphael, Michelangelo ve Leonardo... Batı geleneğinin yüksek Rönesans temsilcileri. Bunlar çok farklı coğrafyalarda yaşayan insanlar. Biri Uzak Doğu diğeri Batı. Kıtalar bile farklı bu gözle bakarsak eğer.
Sonuçta dünyada ürettikleri eserler her iki değer için konuşuyorum; en üst düzeyde sanat eserleri olarak kabul gördü.
Gelenek mi?
Evet gelenek.
Sonra Empresyonistler, Ekpresyonistler, Pop-Art… Günümüz sanatına gelindi.
Bir şeyler değişti ki, sanatçılar hep aynı geleneğin esiri olmadılar. Geleneği reddetmek değer kazandı.
İnsan hayatında olabilecek şeyler, toplumlar için de geçerli sayıldı. Bunlara anlamlar yükledik; gelecek kuşaklara ve tarihe yeni şeyler bırakmak için.
Şimdi,
Biz bunun neresinde miyiz?
Yoksa biz nerede miyiz?
Değerlendirmeyi öncesinde oluşturulmuş bir tarihin dışında tutarak yapamayız.
Değişim, dünya toplumlarına ait bir değerdir, gelişim de öyle. Kim erken uyanışa geçerse o daha erken temsil eder. Sanat bu noktada ezici değil eğitici bir misyon yüklenerek yapar bu görevi.
Ancak;
Ben, uygarlığın ilk başladığı toprakların üzerinde yaşadığımı bilerek üreten bir sanatçı olarak şunu söyleyebilirim;
Doğu’nun sanat tarihi ve geçmişini Batı ile kıyaslamak yerine, oradan gelmiş sanatın temel kavramlarını kendi coğrafyamın bizzat içinde yaşayarak edindiğim tecrübe ve kaynaklarını sanatıma yansıtmayı problem edinmiş biri olmayı tercih ettim.
Türk tarihi üzerine yetişmiş bunca isim var. Onların bildiklerini özümsemek zorundayız. Kendi tarihimize sahip çıkmak zorundayız.