Pop-Up Interview with Dila Yumurtacı I Performans Sanatı

Pop-Up Interview with Dila Yumurtacı I Performans Sanatı

Kökleri 20.yy başındaki Dada akımının anarşist performanslarına, 1920 ve 30'lu yılların sürrealist ve fütürist performanslarına ve hatta Jackson Pollock'un aksiyon resmine kadar gitse de bildiğimiz anlamıyla performans sanatı 1960'larda doğduktan sonra yaygınlaşıp 70'lerde fikirleri ön plana çıkaran kavramsal sanatla bağlantılı olarak devam eder. Toplum normlarını reddeden ve izleyiciyi aktif bir konuma getirmeyi hedefleyen performans sanatı bugün zamana ayak uydurarak online/çevrimiçi versiyonlarıyla devam ediyor. Genellikle üç sorudan oluşan pop-up röportaj serilerim bu defa yedi soruyla gerçekleşti ve performans sanatımız hakkında detaylı bir dosyaya dönüştü.

 

Röportaj: Hazal Gençay Sungur

 

 

POP UP INTERVIEW WITH DİLA YUMURTACI      
Performans Sanatı

 

 

Dila Yumurtacı 
Sanatçı

 

 

1- Performans sanatı nedir? (Performans sanatını hiç bilmeyen birine nasıl anlatırsınız?)             
Performansı sanatı gerçeğin kendisidir. Hakikatin peşinden gitmeye zorlar sanatçıyı. Kurgusal olan ile yetinemeyen, kalıpların içine sığamayan, taşanlar içindir. Performans sanatı, hayat ve sanat arasındaki sınırların belirsizleşmesidir.

 

2- Beden, mekan, süreç ve an işlerinizde karşımıza nasıl çıkar?  

Beden, dünyayı algılamaya yarayan aracım ve bedenimle bağ kurduğum sürece, iç dünyamı keşfediyor ve bedenin ötesine geçiyorum. Mekandan bağımsız olarak, alan ve zaman kavramları ile çokça çalışıyorum. Performans yaratma sürecim aslında alan yaratma ile doğrudan alakalı; bu kimi zaman çeşitli nesneler ile kimi zaman ise sadece eylemler ve ilişkiler üzerinden oluyor. Yaratılan alan içinde beden çok şey anlatabiliyor. Zaman ise bu alanı derinleştiriyor, kaybolmayı ve bulmayı sağlıyor. Zamanın içinde durabilmek, yavaşlayabilmek, anda kalmak son zamanlarda özellikle araştırdıklarım.

 


Dila Yumurtacı, Yumurtayı Soydum Başucuma Koydum Duma Duma Dum, 2015, Video performans, 1 dakika 56 saniye
 

3- Rol ve gerçeğin farkı nerede başlar? 
Çağdaş dans ve çağdaş tiyatroda rol ve gerçek iç içe geçebilir ancak performans sanatında role yer yoktur. Gerçek; olan ile ilgilenir, acıyorsa acıyordur. Acıyormuş gibi olan ise oyundur, hayal ürünüdür. Performans sanatında ise illüzyon yaratılmaz, parçalanır bu anlamda, izleyici için de süreç kolay olmayabilir, yoğun ve dönüştürücü olabilir.

 

4- İzleyici işlerinizin neresindedir?          
Performanslarımda izleyiciyi aktif kılmayı tercih ediyorum dolayısıyla seyirlik performanslar yerine katılımcı performanslarla daha çok ilgiliyim. Deneyimin, seyircilerin katılımı ile mümkün olduğunu ve izlemenin ötesine geçerek ortak bir alan yaratmanın dönüştürücü gücünü araştırıyorum. 

 


Dila Yumurtacı, Görelilik Üzerine veya Göre, 2016, Performans. Sanatta Görünürlük Festival, İstanbul Dans Festivali, Açık Süt Performance Days, İstanbul

 

5- Deney, hafıza ve sınır kavramları sizin için ne ifade ediyor?   
Deney, deneysel, deneyim. Deneyerek keşfediyorum; deneysel olan, kendimi açmam için bir fırsat yaratıyor; deneyim tüm bu süreçleri sindirmemi sağlıyor, her seferinde kendime bir adım daha yaklaşıyorum.

 

6- Sanatınızda ele aldığınız konular ve onları sorgulama yönteminiz neler?         
Bilinç ve irade, bilinçaltı ve duygular, ölüm, doğum gibi konular üzerine düşünüyorum. Kendimi ve evreni tanıma sürecim hiç bitmiyor. Bolca araştırıyorum ve okuyorum. Doğu ve batı felsefesinin kesiştiği yerler, kadim öğretiler, fizik ve metafizik ilişkiler özellikle ilgimi çekiyor.  

 

7- İşlerinizde hangi kaynakları referans alıyorsunuz?      
Referans olarak kişileri değil düşünceleri ve bilgiyi kaynak olarak görüyorum. Beğendiğim ve takip ettiğim sanatçılar tabii ki var; Joan Jonas, Ana Mendieta, Anne Imhof ilk aklıma gelen isimler ama yine de bu sanatçıları kaynak olarak görmüyorum. Kendi merkezime yönelerek, bilgi ve deneyimleri kendi üzerimde çalışmayı tercih ediyorum. 

 

8- Kurucusu olduğunuz Dadans'tan bahseder misiniz?  
dadans, benim ön ayak olmamla kurulan bir performans sanatları kolektifi. Üç kişiyiz: ben, Melek Nur Dudu ve Merve Uzunosman. Çok yakın dostuz aynı zamanda, dolayısıyla iletişimimiz ve üretme metodumuz yıllar içinde gittikçe daha sağlam ve akışkan hale geldi. Birlikte oyun oynayarak öğreniyoruz, keşfediyoruz. Bale kökenli bir eğitimden geldiğimiz için beden, üretimlerimizin merkezinde yer alıyor. Ancak farklı birçok disiplinden besleniyoruz ve dansı sahne üzerinde değil, çok daha geniş bir perspektiften ele alarak disiplinlerarası ve deneysel bir yaklaşımı benimsiyoruz diyebilirim.

 


dadans: Dila Yumurtacı, Melek Nur Dudu ve Merve Uzunosman

 

 

Etiketler: Magnet, Dila Yumurtacı, Pop-Up Interview, Performans Sanatı, Performistanbul
Aralık 01, 2020
Listeye dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR