Pop-Up Interview with Aslı Torcu I Beyin Göçü

Pop-Up Interview with Aslı Torcu I Beyin Göçü

Son dönemlerde hepimizin üstünde hissettiği yadsınamaz rutin bir ağırlık duygusu var. Geçtiğimiz 4-5 yıl içinde daha özgür ve medeni koşullar için yurtdışına giden eğitimli nüfusun sayısındaki artış da yadsınamaz bir hale geldi. Birçok meslek grubuna ait değerli kişiler arasında sanatçılar da var. Sosyal, kültürel, kişisel ama en çok da manevi ihtiyaçlarını gidermek üzere yurtdışında hayatını ve sanatını devam ettirmeye karar vermiş olan sanatçılarla görüştüm ve hepsi de içten cevaplarıyla belli başlı noktalara işaret ettiler. 

Röportaj: Hazal Gençay Sungur

 

POP UP INTERVIEW WITH ASLI TORCU  
Beyin Göçü

 

Aslı Torcu           
Sanatçı

 

1- Ne kadar süredir yurtdışında yaşıyorsun, hangi ülkeye/şehre gitmeye karar verdin ve neden o şehri seçtin?   

14 yıldan fazladır Fransa’da yaşıyorum. Paris’i genç ve meraklı bir turist olarak keşfettikten sonra burada yaşamaya karar verdim, aslında şehrin güzelliğine çarpıldım ve başka bir yerde olmayı düşünemedim.   Paris kültürel olarak oldukça zengin ve İstanbul’la kıyaslarsak insan hak ve özgürlükleri açısından son derece güven verici bir kent. Fransızların geneli kendi kültürü, tarihi ve diliyle gurur duyan ve onu koruyan vatandaş profiline sahip. Kültürel açıdan beklentilerime fazlasıyla cevap veren ve yeni şeyler öğrenebileceğim, eksikliğini duyduğum bilgiye ulaşmamı sağlayacak bir kent Paris. Dilini öğrenmeden önce de edebiyat ve düşünce alanında beni fazlasıyla etkileyen bu kültürün içinde bulunma arzumu gerçekleştirmek istedim, Fransızca öğrenmeye başlayınca da planlarım kendiliğinden gelişti.


Aslı Torcu, The part III, 2019, Tuval üzerine karışık teknik, 130x97cm

 

2- Seni yurtdışına yerleşmeye yönlendiren hayatındaki değişimler/gelişmeler neler oldu? 
Bulunduğum dünyanın dışına çıkmak ve öğrenme isteği beni yurtdışına yönlendiren şeylerin başında geliyor. 2004 yılında İstanbul’da üniversiteyi bitirdiğimde herşey bu kadar kötü değildi memlekette ama yine de bazı şeyleri bulamayacağım ve özgürlüklerle ilgili problemler yaşayacağım gerçeğinin farkındaydım. Gelecek planlarımı, bilmediğim ve bana yeni yollar açabilecek bir yerde yapmaya karar verdim. İstanbul’da bana oldukça kısıtlı gelen bir döngünün içindeydim ve farklı yerlere doğru yola çıkma gerekliliği duydum. Eksikliğini duyduğum pek çok şey vardı; müzeler, kütüphaneler, sergiler, açık fikirli ve değişik kültürlerden insanlar bunlardan bazıları. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde resim okurken teorik alandaki yetersizliğin ve farklı bakış açılarındaki yoksunluğun beni bir çıkmaza sürüklediğini hissediyordum. O zaman yapmam gerekenin yurtdışına çıkıp başka bir yola girmem gerektiğini düşünüyordum ve böylece bu maceraya atılmış oldum.       


Aslı Torcu, The Party, 2018, Tuval üzerine karışık teknik, 81x75cm

3- Yurtdışına giderken amaçladığın hedeflerini gerçekleştirebildin mi ve orada bulunduğun süre sanatına nasıl yansıdı/yansıyacağını düşünüyorsun?   
İlk amacım eğitimime devam etmekti, öğrendiklerimin üzerine yenilerini koymaktı. Gitmeden önce kafamda kurduğum, idealize ettiğim pek çok şeyle ilgili  hayal kırıklığı yaşadım elbette. Herşeye sıfırdan başlayıp pek çok zorluğu göğüslemem gerekti. Türkiye’de kalan okul arkadaşlarımın mezun olduktan sonra hiç karşı karşıya kalmadıkları sorunlarla mücadele etmem ve pek de üretkenliği tetiklemeyen hatta zorlaştıran koşullarda çalışmak zorunda kaldım. Büyük bir yalnızlık içinde oldum ve bu büyük metropol yaşantısı yalnızlığının ötesinde insanın kendine dışarıdan bakmasını ve gördükleriyle yüzleşmesini gerektiren oldukça sert bir tecrübe oldu. Dolayısıyla gördüğüm ve öğrendiklerimi bu içsel tecrübe ile filtrelediğimi sanıyorum. Plastik sanatlar bölümünde lisans son sınıfı, yüksek lisans ve yakın zamanda da doktoramı tamamladım. Bu süreçte çalışmalarımı bellek konusu üzerine yaptım ve bana öyle geliyor ki bu konu; içinde bulunduğum yeni hayatla, ki buna sıfırdan başladığım ikinci bir yaşam diyebilirim, olan mücadelemin bir ifadesi oldu. Bu süreçte işlerimin ve teorik araştırmalarımın karşılıklı olarak birbirini beslediğini gördüm. Bulunduğum yerde kariyer ve ekonomik açıdan Türkiye’de sıklıkla gözlemlediğim hırs ve açgözlülüğe son derece mesafeli yaşıyorum. Tüm yersiz tartışmalar, çekişme ve özellikle şaşkınlıkla karşıladığım ''dünyaları ben yarattım'' kendini beğenmişlik ve bilmezliğinden uzaktayım. Yeni bilgilere açık, ivedi bir sonuç beklentisi taşımadan olabildiğince sıkı çalışıyorum, burada yaşadığım hayat ve koşullar da yaptığım işleri şekillendiriyor. Umuyorum ki uzun vadede yaşadıklarımla ilgili farkındalığım artarak yaratma sürecimde beni daha da ileri götürecek. 

 

Etiketler: Magnet, Aslı Torcu, Pop-Up Interview, Beyin Göçü
Ocak 01, 2021
Listeye dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR