Pop-Up Interview with Suat Öğüt I Beyin Göçü

Pop-Up Interview with Suat Öğüt I Beyin Göçü

Son dönemlerde hepimizin üstünde hissettiği yadsınamaz rutin bir ağırlık duygusu var. Geçtiğimiz 4-5 yıl içinde daha özgür ve medeni koşullar için yurtdışına giden eğitimli nüfusun sayısındaki artış da yadsınamaz bir hale geldi. Birçok meslek grubuna ait değerli kişiler arasında sanatçılar da var. Sosyal, kültürel, kişisel ama en çok da manevi ihtiyaçlarını gidermek üzere yurtdışında hayatını ve sanatını devam ettirmeye karar vermiş olan sanatçılarla görüştüm ve hepsi de içten cevaplarıyla belli başlı noktalara işaret ettiler. 

Röportaj: Hazal Gençay Sungur

 

POP UP INTERVIEW WITH SUAT ÖĞÜT
Beyin Göçü

 

Suat Öğüt
Sanatçı

 

1- Kaç yıldır yurtdışında yaşıyorsun, hangi ülkeye/şehre gitmeye karar verdin ve neden o şehri seçtin?

2011 sonu Belçika’nın Ghent şehrindeki Higher Institute for Fine Arts (HISK) programına kabul edildikten sonra yurtdışı serüvenim başladı. HISK, uluslararası sanatçıları 2 yıllık programında ağırlayan ve daha çok atölye deneyimi sağlayan nadir bulunan programlardan biridir. Sanırım Türkiye’de çok bilinen bir kurum değil, ben de öncesinde katılan arkadaşlarımın tavsiyesi üzerine HISK ile tanıştım. Belçika açıkçası çok bildiğim, öncesinde gezip gördüğüm bir ülke değildi fakat Avrupa’nın merkezinde olmasından dolayı birçok yere ulaşımı çok kolaylaştırıyordu. Diğer ülkelere özellikle de Hollanda’ya komşu olması önceliklerimden biriydi. Daha sonra eşim Suzan Kalle ile Belçika sayfasını kapatıp kendi eğitimini tamamlaması için doğduğu kente yani Amsterdam’da yaşamaya karar verdik. Hala burada yaşamakta ve üretimlerime devam etmekteyim.

 


Suat Öğüt, Şengül, 2 edition bed size 220x140cm and 1 edition bed size 220x90cm, 2018

 

2- Seni yurtdışına yerleşmeye yönlendiren hayatındaki değişimler ve gelişmeler neler oldu? 
Esasında yurtdışına çıkmak için birçok sebebim oldu, bunlardan en önemlisi eğitim ve sanatçı programlarıydı. HISK, bu bağlamda uluslararası alanda rol alan diğer aktörlerle tanışmama vesile olan bir kurum. Bir diğer sebep ise o dönemde İstanbul sanat ortamı yoğun olarak ticari beklentilerin yüksek olduğu mekanlarla dolmuştu ve maalesef kar amacı olmayan inisiyatif mekanlar, mevcut sistemle mücadele edecek motivasyonları olsa da, finansal desteğin yetmediği bir noktaya ulaşmıştı. Dolayısıyla alternatif sergileme alanlarının azaldığı bir dönemdi ve işlerimi temsil edebilecek ticari bir yapılanma ile işbirliği gibi bir niyetim yoktu. Yurtdışında bu alanda nefes alacağıma ve işlerimi özgürce sergileyebileceğim daha fazla alan olacağına inandım ki, öyle de oldu.

 


Suat Öğüt, Memory of the Solidarity

3- Yurtdışına giderken amaçladığın hedeflerini gerçekleştirebildin mi ve orada bulunduğun süre sanatına nasıl yansıdı?               
Yurtdışı beklentilerim başlarda sadece kariyer odaklıydı, nitekim bunu artık bir sonraki basamak olarak değerlendiriyordum. Bu bakış açısı o dönemin Türkiye sanat ortamında ''başarılı sanatçı'' olmak için öne sürülen bir dayatmaydı diye düşünüyordum. Oysaki başarıdan öte dışarıyı deneyimlemenin ve dışarıdan Türkiye’yi gözlemlemenin ne kadar önemli olduğunun göstergesiymiş. Buradaki sistem maalesef Türkiye’yle kıyaslanamayacak derecede farklı; mesela kültüre ayrılan destek sayesinde böyle bir platformda rol üstlenmek isteyen herkesin farklı pratiklerle yerini alabiliyor olması gerekiyor. Zamanla hem sanatçı kimliğimle hem de Corridor Project Space’in kurucularından birisi olarak bunun bir parçası olmam, en başında hedeflediğim kariyer ve başarıya odaklanmak yerine bu alanda diğer rolleri üstlenmeme vesile oldu.  Diğer bir konu da Türkiye’de birçok alanda olduğu gibi sanat alanında da varolan sınıflaşma ve kutuplaşmanın burada pek yaşanmıyor olması. Bu bağlamda aidiyet, ne kimliğe ne etniğe ne de kültüre bağlı. Sadece üretim ve yaratıcılığınla bu çeşitliliğe katkıda bulunmana endeksli. Devlet tarafından sanata ayrılan destek sayesinde sanatçılar bir kuruma bağlı olmadan bireysel üretimleriyle yollarına devam edebiliyor. Dolayısıyla yüzeysel araştırmalardan öte derin incelemelere ve farklı alandan uzmanlarla işbirliği yapmaya teşvik edici yeni üretimlerle daha çok karşılaşmaktayız. Hızlı tüketimin aksine zamana yayılan ve süreci kapsayan bir çalışma metodu bu. Benim de son dönem işlerime bahsettiğim şekilde yansıdı diyebilirim.

 

 

Etiketler: Magnet, Suat Öğüt, Pop-Up Interview, Beyin Göçü
Aralık 01, 2020
Listeye dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR