Pop-Up Interview with Pınar Derin Gencer I Performans Sanatı

Pop-Up Interview with Pınar Derin Gencer I Performans Sanatı

Kökleri 20.yy başındaki Dada akımının anarşist performanslarına, 1920 ve 30'lu yılların sürrealist ve fütürist performanslarına ve hatta Jackson Pollock'un aksiyon resmine kadar gitse de bildiğimiz anlamıyla performans sanatı 1960'larda doğduktan sonra yaygınlaşıp 70'lerde fikirleri ön plana çıkaran kavramsal sanatla bağlantılı olarak devam eder. Toplum normlarını reddeden ve izleyiciyi aktif bir konuma getirmeyi hedefleyen performans sanatı bugün zamana ayak uydurarak online/çevrimiçi versiyonlarıyla devam ediyor. Genellikle üç sorudan oluşan pop-up röportaj serilerim bu defa yedi soruyla gerçekleşti ve performans sanatımız hakkında detaylı bir dosyaya dönüştü.

 

Röportaj: Hazal Gençay Sungur

 

POP UP INTERVIEW WITH PINAR DERİN GENCER             
Performans Sanatı

 

Pınar Derin Gencer        
Sanatçı

 

1- Performans sanatı nedir? (Performans sanatını hiç bilmeyen birine nasıl anlatırsınız?)             
Performans sözcüğü, Türkçe’ye gösteri olarak çevriliyor. Kelimenin kökeni bir işi göstererek yapmak, izleyiciye bir şeyler göstermek anlamlarına geliyor. Performans sanatı; içerisinde sanatçının bedeni, zaman, mekan, sanatçı ve izleyici arasındaki ilişkiyi barındıran bir süreçtir. 'O an' gerçekleştiğinden dolayı tekrarlanamaz, kopyalanamaz, kaydedilemez bir yapıdadır.


Pınar Derin Gencer, walking Through The Layers of Memory, 2017, Abud Efendi Köşkü, İstanbul

2- Beden, mekan, süreç ve an işlerinizde karşımıza nasıl çıkar?  
Hem performans sanatının yapısı hem de benim bu sanata bakış açım gereği tüm işlerimde beden, mekan, zaman, izleyici ile aramdaki ilişki öğelerinin birlikteliğinden doğan bir an’lar süreci oluşuyor. Zaten bu öğelerin yokluğunda performans sanatından bahsetmemiz pek mümkün değil. Bu süreç, işlerimin kavramsal zeminine göre şekillenip bu ana öğeler arasında hiç bitmeyen bir ilişki sarmalı ile oluşuyor.

3- Rol ve gerçeğin farkı nerede başlar?  

Janelle Reinelt’a göre performans; özne ile kurduğu ilişki, bedeni şekillendirme kapasitesi ve temsil yeteneğinin sınırlarını manipüle etme gücüyle teatrallikten ayrılmaktadır. Temel malzemesi beden olan performans sanatında yapmacıklık ya da olmamışı olmuş gibi gösterme yok. Bedenin olduğu gibi kendini gerçekleştirmesi halinde bu fark başlıyor.


Pınar Derin Gencer, walking Through The Layers of Memory, 2019, Zabih Performance Festival, Lviv, Ukraine

4- İzleyici işlerinizin neresindedir?          
Bir işin performans niteliği taşıması için gerçekleştiren ve bu gerçekleşen olaya tanıklık eden kişiler olmazsa olmazdır. Bu yüzden işlerimde izleyici ile oluşturduğum 'şimdi'nin parçalarıyız. İzleyen ve izlenilenin/bedenimin yer değiştirdiği, sınırların muğlaklaştığı veya ortadan kalktığı süreci birlikte oluşturuyoruz. Dolayısıyla bir noktada birbirimize bağlı ve bağımlı hale geliyoruz.

5- Deney, hafıza ve sınır kavramları sizin için ne ifade ediyor?   
İnsanı dolayısıyla izleyiciyi hiçbir zaman denek kategorisine koymadığım, koymayı tercih eden kimselerinde -rol ve gerçek arasındaki farkı sorduğunuz sorudaki gibi- rol yapan olduğunu düşündüğüm için deneyi performans sanatının bir parçası olarak görmüyorum. Çünkü bedenin en doğal haliyle varolduğu, sınırların ve kimliklerin bu denli muğlak olduğu performans sanatını deney ile bağdaştıramıyorum. Elbette her performansın izleyici ve sanatçıya sunduğu bir deneyim hali ve bu deneyimsel (deneysel değil) sürecin verileri olduğu aşikar. Ama burada en önemli nokta deneyim ile deneyin farkını ayırt ediyor olabilmemiz, tıpkı gerçek ile rolün farkını ayırt ediyor olabilmemiz gibi. Hafıza ve sınır kavramları hem araştırmalarımda hem işlerimde büyük bir yer kaplıyor. Tıp doktoru olmam; insan, beden, ruh ve zihnine hakim olmanın yanında bu kavramların derinliklerine inmem için yeni ufuklar açıyor. Dolayısıyla hafıza ve sınır kavramlarının psikolojik, psikosomatik ve fizyolojik açılarını algılayıp işlerime dahil ediyorum. Kendiliğinden silinen ya da kendiliğinden silindiği düşünülen; hatırlama-unutma / var olma-yok olma döngülerinin ardışık ritimlere dönüşen eylem ile oluşturduğu izler üzerinden şekillenen ''Walking Through The Layers Of Memory'', ''Trace'' ve ''Occupy'' adlarındaki performanslarım ve performatif enstalasyonlarım son zamanlarda üzerinde çalıştığım serimin üç parçası. Gestalt, Bartlett, Ebbinghaus’un belleğe dair bakış açılarının üzerimdeki etkileriyle ürettiğim bu serinin dördüncüsü ise geliyor.

 


Pınar derin Gencer, Lay All Your Pain On Me, Fanzineist Vienna Art Book & Zine Fair, 2019, Nordbahnhalle, Vienna

6- Sanatınızda ele aldığınız konular ve onları sorgulama yönteminiz neler?         
Sanat çalışmalarımda doğa, yaşam ve kentin fiziksel, psikolojik ve tarihsel arenasının insanla olan ilişkilerini inceliyorum. Beden-mekan ilişkisi (performans mimarisi), bellek, aidiyet, kimlik, cinsiyet başlıca araştırma alanlarımdan. Şu an ağırlıklı olarak performans sanatı, görsel sanatlar, enstalasyon, müzik, ses sanatı, yazı ifade araçlarımı oluşturuyor.

7- İşlerinizde hangi kaynakları referans alıyorsunuz?       

Hayata dair her şeyi.

8- Kurucusu olduğunuz Istanbul Performance Art’tan bahseder misiniz?               

Istanbul Performance Art, performans sanatı ve disiplinlerarası yaklaşımıyla ilişkide olduğu sanat dallarını kapsayan performanslar ve projeler sunmak amacıyla kurduğum Türkiye’deki ilk uluslararası performans sanatı platformu. Türkiye'de performans sanatını yapan, araştıran, okuyan, öğreten, yazan ve arşivleyen insanlar için özel projeler, kaynaklar, yayınlar üretmek ve performans sanatının gelişiminde çeşitlilik ve yenilik oluşturmak üzere yola çıktı. Yeni sanatsal çerçeveler geliştirmek için kurumun sanatsal yönetimini belirli dönemlerle küratörler ve sanat direktörlerine bırakıyoruz. Kültürel sektör genelinde performans sanatçıları ve kuruluşlarla iş birliği içerisinde, stratejik çalışıyoruz.

Artist Statement:            
Pınar Derin Gençer İstanbul ve Stockholm odaklı sanatçı, küratör ve tıp doktorudur. Ağırlıklı olarak performans sanatı, görsel sanatlar, ses sanatı, enstalasyon, müzik, yazı ve nesneler üzerine çalışır. Sanat çalışmalarında doğa, yaşam ve kentin fiziksel, psikolojik, tarihsel arenasının, insan ile olan ilişkilerini inceler. Beden-mekan ilişkisi (performans mimarisi), bellek, aidiyet, kimlik, cinsiyet, ideoloji alanlarında araştırmalar yapar. Istanbul Performance Art, Stockholm Performance Art ve 24 Hours Art'ın kurucusu/kreatif direktörü, Open Performance Space'in baş küratörüdür.

 

 

Etiketler: Magnet, Pınar Derin Gencer, Pop-Up Interview, Performans Sanatı, Istanbul Performance Art, Stockholm Performance Art, 24 Hours Art, Open Performance Space
Aralık 01, 2020
Listeye dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR