Kökleri 20.yy başındaki Dada akımının anarşist performanslarına, 1920 ve 30'lu yılların sürrealist ve fütürist performanslarına ve hatta Jackson Pollock'un aksiyon resmine kadar gitse de bildiğimiz anlamıyla performans sanatı 1960'larda doğduktan sonra yaygınlaşıp 70'lerde fikirleri ön plana çıkaran kavramsal sanatla bağlantılı olarak devam eder. Toplum normlarını reddeden ve izleyiciyi aktif bir konuma getirmeyi hedefleyen performans sanatı bugün zamana ayak uydurarak online/çevrimiçi versiyonlarıyla devam ediyor. Genellikle üç sorudan oluşan pop-up röportaj serilerim bu defa yedi soruyla gerçekleşti ve performans sanatımız hakkında detaylı bir dosyaya dönüştü.
Röportaj: Hazal Gençay Sungur
POP UP INTERVIEW WITH MURAT ADASH
Performans Sanatı
Murat Adash
Sanatçı
1- Performans sanatı nedir? (Performans sanatını hiç bilmeyen birine nasıl anlatırsınız?)
Performans birçok şekil ve form alabilen bir sanat pratiğidir. Genellikle izleyicinin önünde canlı olarak performe edilen ya da onlara fotoğraf ve video gibi birçok medya aracılığıyla ulaşan canlı bir eylem olarak anlaşılır. Fakat bu kesinlikle performans sanatının ne olduğu ve ne olabileceğiyle ilgili kesin bir açıklama değildir. Benim için performans sanatı sadece canlı değil, yaşayan bir medyumdur. Yaşayan varlıkları ve maddeyi -insan ve insan ötesini- ortak, paylaşılan bir zaman aralığında bir araya getirir. Performans sanatı benim için kendini yenileyebilen bir sanattır ve sanatçının iş ile birlikte olma anında doğar. Canlıdır. Amacı bilgiyi yaratmak ve harekete geçirmektir.
Correspondance (Contact), 2019, Video. Correspondent: Lucie Eidenbenz. Image: David Huwiler. Courtesy: Utopiana, Geneva
2- Beden, mekan, süreç ve an işlerinizde karşımıza nasıl çıkar?
Tanımlı bir mekan içinde şeylerin birbiriyle temas ettiği anda oluşan ilişkiler ve kısmen de bedenler ile mekanların buluştuğu boşlukları deneyimlemekle ilgileniyorum. Beden, mekan ve onların bir araya geldiği boşluk arasındaki üçlü ilişkiyi kastediyorum. Yani performanslarımı çevreleyen tüm elemanlar ki bunlara mekan ve durum dahil, an be an birbirleriyle biraraya gelme sürecine katkıda bulunuyorlar. Bu bütünleşme süreci işin odağını oluşturuyor. Bu nedenle süreç işin kendisi konumunda.
3- Rol ve gerçeğin farkı nerede başlar?
Performans sanatı dahil tüm sanat formları; hayal ve gerçeğin, olan ve görünenin sınırlarını yeniden yapılandırıp araştırır. Kariyerim boyunca antik yunan mitolojisindeki mimesis kavramına yoğun ilgi duydum. Bir şeyi temsil eden sanat olarak değil de sanatın kendisinin dünya ile mimetik değiş tokuşunu kast ediyorum. Benim için sanat olan ve görünen, hayal ve gerçek, enteriyör ve eksteriyör, konu ve nesne ayrımının dondurulmuş halini icra eder.
Vertical Resistance, 2012, Digital Photographe, Exhibited at Motorenhalle Dresden, Germany and Surp Yerrortutyun Kilisesi, İstanbul
4- İzleyici işlerinizin neresindedir?
İşlerim bedenlerin birbirleri ile varolmasıyla ilişkilidir; onların duygusal potansiyelleriyle diğer bir deyişle bedenin etkileme ve etkilenme potansiyeli ile... Var-etmek veya var-oldurmak üzere farklı disiplinlerde çalışırım ve izleyicilerim de birlikte varolma aşamasında aktif bir rol üstlenir. Varlığın kendisi tepkisel ve ilişkiseldir, varlık herzaman zaten bir ilişkidir, herzaman ilişkidedir: biz şeylerle olan ilişkilerimizle var oluruz.
5- Deney, hafıza ve sınır kavramları sizin için ne ifade ediyor?
Deney: Birşeyin ortaya çıkmasına izin vermek; ve bunu sürekli tekrarlamak.
Hafıza: Belirme; açığa çıkma – ortaya çıkma eylemi.
Sınır: Farklı bir uzama açılan kapı; uzamdaki hareketleri organize eden yapı.
One in the Other (Part One), 2018, Video. Image: Arturo Bandinelli. Courtesy: Delfina Foundation, London and SAHA, İstanbul
6- Sanatınızda ele aldığınız konular ve onları sorgulama yönteminiz neler?
Bu aralar kamuflaj kavramıyla ilgileniyorum. Benliğin gözenekleri arasından dünyayı görebilmemiz için kamuflajı koreografik bir şekilde kullanmanın yollarını arıyorum. Hem kamuflaj hem de koreografi, bedenler ve ayarları arasında müzakere ederek figür ve zeminin birleştirilmesi ile ilgilenir. Kamuflaj; genellikle bir aldatma stratejisi, düzenbazlık ve akabinde ortadan kaybolma olarak anlaşılır ama ben onu insanlar ve çevreleri arasında bir bağlantı hissi yaratabilecek mimesis benzeri bir fenomen olarak düşünmek istiyorum. Kamuflajın aynı zamanda hem mimari hem de koreografik bir kaygısı vardır; mekana ilişkin olarak yeniden düşünmeye ya da daha ziyade yaşamaya davet eder.
7- İşlerinizde hangi kaynakları referans alıyorsunuz?
Bu aralar animizm hakkında çok düşünüyorum. Sürrealist sosyolog Roger Caillois ve Michael Taussig, Luce Irigaray ve Tim Ingold gibi Batılı akademik düşünürlerin yazılarını okuyorum. Ayrıca harekete dayalı çalışmalarımla ilgili olabilecek çeşitli somatik uygulamalarla da uğraşıyorum. Amazonların arkaik geleneklerinin yanı sıra yoga ve sufizm gibi batılı olmayan, yerel bilgi ve ritüel pratiklerine derin bir ilgim var. Bir bütün olarak beden-mekan ilişkileri ve mekanın (dünyanın) alternatif kavramlarını araştırıyorum; dünyanın düzenine karşı küçük ama güçlü bireyin neoliberal inşasına tezat olarak farklı varoluş modelleri oluşturan konseptler gibi...
Industial Intimacy, 2016, Live performance. Digital photograph. Photo: Don Koko. Performed at Cabaret Voltaire as part of Manifesta Biennial, Zurich, Switzerland
Artist Statement:
Alman-Türk sanatçı Murat Adash, fiziksel mekanların ve bedenlerin birbirlerini nasıl kaydettiklerini ve şekillendirdiklerini göz önünde bulundurarak mimari olarak motive edilmiş koreografik araştırmalar üzerine çalışır. Metodolojisinin merkezinde; Adash'ın sınırlar üzerindeki açık uçlu ve harekete dayalı meditasyonları, kamusal yakınlığı, iletişimsel anlam oluşturma koreografisi, belirli bir ortamda bedensel varlığın modülasyonunu ifade ettiği diğer sanatçılar ile işbirliği ve yazışma ahlakı vardır.