Pop-Up Interview with Erol Eskici I Beyin Göçü

Pop-Up Interview with Erol Eskici I Beyin Göçü

Son dönemlerde hepimizin üstünde hissettiği yadsınamaz rutin bir ağırlık duygusu var. Geçtiğimiz 4-5 yıl içinde daha özgür ve medeni koşullar için yurtdışına giden eğitimli nüfusun sayısındaki artış da yadsınamaz bir hale geldi. Birçok meslek grubuna ait değerli kişiler arasında sanatçılar da var. Sosyal, kültürel, kişisel ama en çok da manevi ihtiyaçlarını gidermek üzere yurtdışında hayatını ve sanatını devam ettirmeye karar vermiş olan sanatçılarla görüştüm ve hepsi de içten cevaplarıyla belli başlı noktalara işaret ettiler. 

 

Röportaj: Hazal Gençay Sungur

 

 

POP UP INTERVIEW WITH EROL ESKİCİ
Beyin Göçü

 

 

Erol Eskici
Sanatçı

 

 

1- Kaç yıldır yurtdışında yaşıyorsun, hangi ülkeye/şehre gitmeye karar verdin ve neden o şehri seçtin?
Neredeyse iki yıldır Almanya'da yaşıyorum fakat öncesinde ''hangi ülkeye gitmeliyim?'' gibi bir karar verme süreci yaşamadım. Öyle bir seçeneğim ve konforum yoktu, biraz mecburen gittim diyebilirim. Köln'de atölyem Leverkusen'de de yaşadığım ev var. Daha önce gidip gördüğüm yerlerdi. Berlin'e gitmeyi tercih edebilirdim. Başta karar veremedim ve maddi imkanlar da buna el vermedi dürüst olmak gerekirse. Nihayetinde pek sevimli ve kolay bir süreç değil bambaşka bir ülkeye gitmek. Nereye giderseniz gidin tam olarak gidemiyorsunuz.

 


Erol Eskici, Yuva, Tuval üzerine akrilik, 155x160cm

 

 

2- Seni yurtdışına yerleşmeye yönlendiren hayatındaki değişimler ve gelişmeler neler oldu?
Kendimi bildim bileli bir yerden bir yere göç ediyorum. Sorun şu ki en sevmediğim şeylerden biri de tam bahsi geçen bu yer değiştirme eylemi. Benim yer değiştirmelerim hep mecbur kalınan, zorunda bırakılan değişimlerdi. Son durağım İstanbul olur sanıyordum, en uzun süre yaşadığım ve en sevdiğim şehirdir İstanbul. Sevdiğim insanlar birçok farklı yere serpilmiş olsa da en büyük kısmı hala burada ve buradan gitmek gibi bir fikrim hiç olmamıştı aslında. Hayatımda isteyerek gittiğim tek yer İstanbul’du ve hiç pişman olmadım bundan. Almanya’ya gitmemi tetikleyen etmenlere gelirsek; İstanbul’da yaşamaktan maddi anlamda çok yorulmuştum, bu manevi bir yüke de dönüşmeye başlamıştı ve radikal bir karar almam gerektiğini anlamıştım. Hem kariyerimde hem ailevi hayatımda hem de çevresel etkilerden hayli bitkin düşmüştüm. Yurtdışına gidenlerin hepsinin gitme nedeni ülkedeki politik atmosfer değil, en azından benim için dolaylı yönden etki eden bir faktördü. Özel nedenleri rezerv edersek bir tür zorunluluktu gitmem. Aksi halde yıllar içinde organik olarak gelişmiş birçok ilişkiyi geride bırakmazdım. Bilinmeze doğru yol alma cesareti göstermek benim için önemli ve şaşırtıcıydı. Sanat yaparken de böyle hissediyorum. Bilinmez diyorum çünkü en ufak bir sosyal ya da ailevi garantim yoktu.

 

 


Erol Eskici, Training, 2018, -Tuval üzerine akrilik, 210x210cm

 

 

3- Yurtdışına giderken amaçladığın hedeflerini gerçekleştirebildin mi ve orada bulunduğun süre sanatına nasıl yansıdı?               
Parmakla gösterebileceğim kadar net bir hedefim yoktu. Bazı arzularım, isteklerim, dileklerim vardı fakat bunlar bir arkadaşımın söylemiyle pek ''kalkınma planı'' formunda değillerdi. Bir atölye bulup sanatımı yapmak istiyordum, onu da ziyadesiyle yerine getirdim. Biraz çevre edinmek, daha önce fırsat bulamadığım şeyleri yapmak, denemediğim şeyleri denemek, solumak gibi daha bireysel isteklerim vardı. Okumak, araştırmak için bir tür sakinlik zamanı gibi geldi bana orada geçirdiğim süre. Sakinleşmek, uzun uzun düşünmek için yeterince zamanım oldu. Çeşitli malzemeler denemek için ideal bir ortam yarattım. Daha önce pek yanaşmak niyetinde olmadığım renk mefhumuna dokundum. Bu, oradaki kamusal renk kullanımı ya da her ne kadar disipline edilmiş ve sterilleştirilmiş olsa da doğayla ilgili bir etki olabilir. İstanbul'da birşeyler biriktirmek gibi bir huyum vardı fakat Köln'de biriktirmek yerine odaklanmak eylemi baskın çıktı. Bu biriktirmediğim anlamına gelmiyor tabii; buradayken karşılaşmaların belirlediği biçimlerden araştırmaların sonucunun belirlediği biriktirmelere evrildi. Sanatıma bir tür konsantrasyon olarak etki etti. Bambaşka bir alana bakabileceğim bir atmosfer soluyorum sonuçta.

 

 

Etiketler: Magnet, Erol Eskici, Pop-Up Interview, Beyin Göçü
Aralık 01, 2020
Listeye dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR