Pop-Up Interview with Ebru L Sargın I Performans Sanatı

Pop-Up Interview with Ebru L Sargın I Performans Sanatı

Kökleri 20.yy başındaki Dada akımının anarşist performanslarına, 1920 ve 30'lu yılların sürrealist ve fütürist performanslarına ve hatta Jackson Pollock'un aksiyon resmine kadar gitse de bildiğimiz anlamıyla performans sanatı 1960'larda doğduktan sonra yaygınlaşıp 70'lerde fikirleri ön plana çıkaran kavramsal sanatla bağlantılı olarak devam eder. Toplum normlarını reddeden ve izleyiciyi aktif bir konuma getirmeyi hedefleyen performans sanatı bugün zamana ayak uydurarak online/çevrimiçi versiyonlarıyla devam ediyor. Genellikle üç sorudan oluşan pop-up röportaj serilerim bu defa yedi soruyla gerçekleşti ve performans sanatımız hakkında detaylı bir dosyaya dönüştü.

 

Röportaj: Hazal Gençay Sungur

 

 

POP UP INTERVIEW WITH EBRU L SARGIN           
Performans Sanatı

 

 

Ebru L Sargın     
Sanatçı

 

 

1- Performans sanatı nedir? (Performans sanatını hiç bilmeyen birine nasıl anlatırsınız?)             
Performans; bir meseleyi ifade etmenin bedensel hali. Performansçının ve izleyicinin/katılımcının deneyimsel bir alanda buluşması.


2- Beden, mekan, süreç ve an işlerinizde karşımıza nasıl çıkar?  
Performansın belirlenen sürecinde beden bir ifade aracına dönüşüyor. Beden hep ana malzeme benim için. Hem bir araştırma alanı hem de ifade aracı, bir dil. Mekan ise bu dilin çerçevesini çizen, hem de o performansın yardımcı öğesi. Her performans aslında kendince bir mekan öneriyor içten. Ve doğru mekanı bulmak başka bir önem kazanıyor.

 


Kalbin Sessizliği, 2019, Performans, 2 saat, SHHH...! Sergisi, İstanbul Bilgi Üniversitesi Enerji Müzesi, İstanbul

 

3- Rol ve gerçeğin farkı nerede başlar? 
Tiyatro kökenli biriyim ve senelerdir rol yapmak üzerine çalıştım, çalışıyorum. Bunun bir formülü olsaydı bu kadar farklı oyunculuk metotları da çıkmazdı belki de. Rol ve gerçek birbirinin ikiz kardeşi gibi. Ayırt etmesi çok güç. İşin özünde her ne yapıyorsan yap. İster oyunculuk ister dans ister performans sanatı hiç önemli değil. Bence kilit kelime yaptığın işe "inanmak". İnanmadan yapılan her iş kendini çok net bir şekilde gösteriyor. Belki de tam bu noktada izleyici de rolün ve gerçeğin ayırdına varabiliyor.


4- İzleyici işlerinizin neresindedir?          
Benim için performanslarda izleyici katılımcıya dönüşüyor. İster tüm bedeni ve algılarıyla katılsın ister sadece uzaktan izlesin. Hiçbir önemi yok. İzleyici o performansa şahit olmaya başladığı an, o kişi artık bir katılımcıdır. Nasıl ki performansın işleyişi, süreci, mekanı göz önünde bulundurup tek tek bunları düşünüyorsam katılımcıyı da hesaba katarak ilerliyorum her zaman. Performansçı olarak ben ve bu performansa dahil olan katılımcı, yani biz nasıl bir deneyimin içerisinde olacağız şeklinde bir soru ile devam ediyorum yola. 



Ebru L Sargın, Beyaz Bölge, 2019, Performans, 9 saat, Performans Odası: Üst Üste, Elgiz Müzesi ve Performistanbul işbirliği ile, İstanbul

 

5- Deney, hafıza ve sınır kavramları sizin için ne ifade ediyor?   
Yaşamın kendisi bir deney alanı gibi. İster mental ister bedensel olarak deney har daim işimizin bir parçası. Hafıza da bu deney alanındaki malzemeler gibi. Öncesinden oluşturduğun hafızalardan parçaları birleştirerek o deneye girişiyorsun ve elbet sınırlarla karşılaşıyorsun. Sınır her yerde. Benim bedenimde, benim zihnimde, benim kalbimde... Mesele belki de burada başlıyor. Şimdi ben bunu bilerek nasıl yola devam edeceğim?


6- Sanatınız da ele aldığınız konular ve onları sorgulama yönteminiz neler?        
Otobiyografik olarak çıkıyor ilk başta çoğu performans ve sonrasında bunu toplumsal açıdan incelemeye, koyuluyorum. "Ben" olarak yola çıktığım şey bir yerden sonra "biz" oluyor. "Biz hangi durumun içinde nasıl hissediyoruz, bunun içerisinde nasıl yaşıyoruz?" üzerinden bir araştırma sürecinde bir günümüzün durum analizleri konu oluyor bende çoğu zaman. Bu süreçte nasıl bir performatif dil seçileceği de kendini belirliyor. Bu bazen çok durağan bir enerji ile bazen de bedene bir ivme vererek serbest çağrışımla yerini buluyor.  


7- İşlerinizde hangi kaynakları referans alıyorsunuz?      
En başta kendimi referans alıyorum. Kendi geçmişimi, bugünümü ve gelecek ile ilgili ön görülerimi. Daha sonrasında daha geniş bir çerçeveden bakmaya çalışıyorum. Yapılan araştırmalar, hakkında yazılanlar, o konuyla ilgili kaynaklar benim kendimi kırıp toplumsal boyutunu düşünmeye kanalize ediyor. Her performans öncesi referans noktaları değişiyor.

 

 

 

Etiketler: Magnet, Ebru L Sargın, Pop-Up Interview, Performans Sanatı, Performistanbul
Aralık 01, 2020
Listeye dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR