Ahmet Merey: ''Koleksiyonumda eski ustaların yapmış olduğu portrelerin yanı sıra çağdaş ve genç figüratif sanatçıların sipariş üretimleri de yer alıyor.''
Röportaj: Hazal Gençay Sungur

 

 

1- Eser satın almaktan koleksiyonerliğe geçişiniz nasıl oldu?      

Resim satın almaya başladığım yıllar 1970’lerdi. Ressam sayısı çok azdı. Çağdaş ressamlardan resim alıyordum. Bugün o ressamların çoğunun adı bile bilinmiyor. Zamanın gençleri ortaya çıkmaya başlayınca onlardan eser almaya başladım ve koleksiyonumu figüratif eserler üzerine kurdum. Böylece koleksiyon Türkiyeli ressamlarının tuval üzerine yağlıboya figüratif işlerinden oluşmaya başladı.

 


Namık İsmail, Otoportre, Tuval üzerine yağlıboya, 73 x 60 cm

 

2- Koleksiyonunuzu hangi temeller üzerine kuruyorsunuz? Takip ettiğiniz bir dönem, konu ya da üslup var mı? Ve keşke koleksiyonuma dahil olsaydı dediğiniz bir sanatçı var mı?         

Zamanla koleksiyonun hedefi çok daha belirgenleşti ve dört ana konu altında toplandı.

 

Birincisi Türk resminin başlangıcından beri yapılmış olan portreler. Portreler şu başlıklar altında toplanıyorlar: otoportreler, sanatçıların birbirlerini yaptığı portreler, aile portreleri, kimlikleri belli kişilerin portreleri, anonim portreler, ressamının adı bilinmeyen portreler ve kimlikleri bilinmeyen kişilerin portreleri.

 

İkinci kısım 1974’ten beri çağdaş ve genç sanatçıların yapmış olduğu figüratif işler.

 

Üçüncü kısım çağdaş sanatçıların yapmış olduğu Nazım Hikmet ile ilgili portreler.

 

Dördüncü kısım ise annemin ismi olan Pero konusu. Pero, Roma Mitolojisi’nde bebeği doğmuş ve hapiste olan babası açlıktan ölmesin diye babasını kendi sütüyle besleyen bir kız.

 

Eski ustaların yapmış olduğu portreler dışındaki eserlerin çok büyük bir çoğunluğu sipariş üzerine yapılmış eserlerdir. Müzayedeler ve galerilerden alınmış çok az sayıda eser var. Çağdaş ve genç figüratif sanatçılarla sipariş üzerine çalıştığım için özellikle koleksiyonumda eseri bulunsun diye düşündüğüm bir sanatçı yok.

 

 

 


İbrahim Çallı, Kompozisyon (Balo), Tuval üzerine yağlıboya, 75 x 80 cm

 

 

3- Bir eseri alırken hiç enteresan bir macera yaşadınız mı? 

45 yılda başımdan birçok enteresan olay geçti. Bir ressamın oğlundan babasının bir resmini almıştım. Çok önemli bir tablo değildi. Sanatçının üslubunu çok kesin bir şekilde belirten bir tabloydu. Altında da sanatçının imzası vardı. Bu yüzden de sanatçının oğlundan tablonun arkasına eserin gerçekliğini belirten bir yazı almadım. Yıllar sonra bir arkadaşım bu tabloyu benden almak istedi. Ama arkasına da sanatçının oğlundan bir yazı istedi. Oğlunun evine gittik ki, kendisi yaşlılıktan biraz unutkan olmuştu. “Bu benim babamın işi değil” diye tutturmuştu.

 

 


Evren Sungur, Deliler Treni,  2017, Tuvale marufle edilmiş kraft katmanları üzerine karışık teknik, 200 x 400 cm

 

 

 

 


Mustafa Orkun Müftüoğlu, Pero, Tuval üzerine yağlıboya, 100 x 180 cm

 

 

 

 

 

 

Yalçın Karayağız, Nazım, Tuval üzerine yağlıboya, 150 x 200 cm

 

 

cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR